18 Mart 2011 Cuma

23 yaşındayım.

23 yaşındayım.

10 seneden fazla bir süredir tavla ve okey oynuyor, yine neredeyse 10 seneye yakın bir süredir de araba kullanabiliyorum. Bunların hiçbirini direkt olarak herhangi birinden ya da bir kaynaktan öğrenmedim. Hepsini sadece babamı izleyerek öğrendim.

23 yaşındayım.

Babamın okey oyununa şu ana kadar hiçbir şekilde dahil olamadım. Kayıp taşı aramak, düşen zarı getirmek, komşuya gidip yeni takım istemek dışında tabii ki. 14 taşın 10’unun bile elime sığmadığı zamanlarda, neredeyse bütün çocukluğum boyunca “çanak” ne demek, onu çözmeye çalıştım. Sabahlara kadar oynanan okey partilerinde, “biri tuvalete falan gitsin de yerine geçip taşları dizelim” diye hayal ettiğim günler şimdi gibi aklımda. Tabii ki ortamda benden daha büyük ve benden daha fazla o koltuğa geçmek isteyen bir kuzen yoksa. Ki her zaman vardı. Benim o koltuğa oturabilmem için en az 3 kişinin aynı anda tuvalete gitmesi gerekirdi.

23 yaşındayım.

Şu ana kadar tavlada bir kez olsun babamın karşısına çıkma cesareti gösteremedim. Üniversitenin tavla turnuvasına katılıp ilk 20’ye kalmışken bile “Olm sen daha toysun” sözünü işitmemek için bir kez olsun babama meydan okuyamadım. Hep izledim, hep saydım, “baba bir kere ben atabilir miyim” dedim hep. Eksik pul yerine konan madeni parayı oyunun sonunda cebime atabildim sadece. Bazen onları izlerken kırılacak pulu görmediklerinde içim içime sığmadı, yerimde duramadım, çişim gelmiş gibi debelendim koltuğumda, parmaklarımı ısırdım. Tek isteğim “Kesin açık var” diyen ilk kişi olabilmekti sadece. Tek isteğim babam kadar iyi olabilmekti. Onun kadar sağlam zar tutabilmekti.

23 yaşındayım.

İlk defa geçen yarı tatilde babamla birlikte tavla oynadım. İlk defa okey masasına oturdum onunla. Ve resmen ortalığı kasıp kavurdum. Tavlada 6-1 yenip, 2 kez de okey attım. Komşular arasında tam bir efsane oldum. Yıllardır izlediğim adamları taşladım, okey attım, ıstakasını devirdim.

23 yaşındayım.

Bunları yaptım evet. Yaptım ama taşları tutarken ellerimin titrediğini onlar bilmiyor. Okeyi atmak üzereyken kalbimin küt küt çarptığını onlar bilmiyor. Tavlayı daha kapatmadan, babamın “bir kez daha oynayalım” demesine bile fırsat vermeden korkudan odama kaçtığımı babam bilmiyor. Sanırım bi erkek çocuğu için en büyük mutluluk bunlar olsa gerek. Bir zamanlar ulaşılmaz olarak gördüğü babasını darma duman etmek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

My Facebook Profile
My Flickr Profile
My Twitter Profile
My Last fm Profile
My Tumblr Blog
My Tumblr Blog
My Tumblr Blog