9 Mart 2011 Çarşamba

Siz hiç apartmana girmek üzereyken karşı cins kestiniz mi? Ben kestim.

Senaryo hep aynıdır. Sen zili basıp da kapının önünde beklerken, sana doğru gelen bir karşı cins vardır. Önce şöyle bi bakış atarsın, sonra kesmeye başlarsın. Sürekli ona bakmazsın ama. Arada bir apartmanın kapısının camına bakarsın. Karanlık camın yansımasıdan kendini süzersin, son özgüven tazeleme hareketlerine girersin.

Karşılık alma ihtimalin bir çok etmene bağlıdır. En basitinden apartman kapısı bile büyük bi etmendir. Eğer markete falan inmişsen; ev hali, yağlı saçlar, diz yapmış pijama, eldeki poşet, poşetin içeriği gibi etmenler karşılık alma ihtimalini büyük ölçüde etkiler. Zaten bakımsız olduğun anlarda, kesilebilitesi yüksek karşı cinsin geliyor olma ihtimali hep daha fazla olur. Bu durumda hep “Açın lan kapıyı allahsızlar, iğrenç bi haldeyim” diye içinden geçirirsin. Apartman kapısında kız kesmek için, gezmekten eve gelmiş olmak en uygunudur.

Eğer karşı cins biraz uzaktaysa otomatiğe hemen basılmasını istemezsin. Seni normalde saatlerce kapıda bekletecek kardeşin, karşı cins daha ‘optimum kesme alanı’na girmeden hemen açar kapıyı böyle anlarda. Otomatik erken gelirse kardeşine bi giydirirsin kapı önünde. Elinde nimet olması önemli değil. Açmasın ibne kapıyı. Eğer karşı cins çok uzaktaysa, otomatiğe basılmışsa bile “duymamıştır lan” diyerek sanki basılmamış gibi kızı kesmeyi beklersin. İyice bi kesersin sonra. Tam arkana gelince kapının yansımasından bakarsın bakıyor mu diye. Eğer yol boyunca bakmadıysa "dur yalanım ortaya çıkmasın, daha otomatiğe basılmadı çünkü" ayaklarından vazgeçip hemen girersin içeri.

Kızdan beklenen karşılığı alamadıysan ve kapı da geç açıldıysa bir de; yukarı çıkıp geç açılan kapının sorumlularını bir güzel afaroz edersin. Genelde annen bu duruma bir şey demez. Çünkü "markete inen gencin eve geldiğinde yaptığı tripleri hoşgörü ile karşılama" gibi bir durum da söz konusudur.

Apartmana girerken kız kesme olayında yaşanılan en acıklı an, karşı cinsin tam da "optimum kesme mesafesine" girdiği anda otomatiğe basılması, ve karşı cinsin kapı otomatiği sesini duyabilecek mesafede olmasıdır. İtlersin kapıyı sinirli sinirli. Bazen de o otomatik öyle bi denk gelir ki, sen tam merdivenin köşesini dönmek üzere olduğun noktaya geldiğinde, karşı cins de tam o anda apartman kapısının önüne gelecektir. İşte burası çok önemli. İki tarafın son kez kesişmesi için en uygun an. Kapıdan içeri girip de merdivenin köşesine ulaşana kadar "arkama baksam mı, bakmasam mı" ikileminde kalırsın. Tekrar bakmak için en büyük fırsat, sırtını kapıdan ilk çevirdiğin an, merdivene doğru yöneldiğin ilk andır.

Ama çoğunlukla yapılan şeyin aksine, bakılmaması gerekir. Eğer bakıp da karşılık alamazsan, özgüvenin zedelenir. Hayır ben çok arsızım, "çirkindi zaten” deyip geçerim diyorsan çirkinleşebilirsin tabii ki. Bu kadar da yüzsüz olma ama bence.

Halbuki bakmamak her zaman en iyisidir. Cool cool çıkacaksın merdiveni. Sanki karşı cins gözünü kapıdan ayırmamış gibi düşüneceksin. Ben çoğu zaman kızın kafasını ellerinin içine alarak, burnunu cama yapıştırarak, camda sıcak nefesinin buğusunu bırakarak beni görmeye çalıştığını düşünürüm.
İnanın böylesi egolarımız için en iyisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

My Facebook Profile
My Flickr Profile
My Twitter Profile
My Last fm Profile
My Tumblr Blog
My Tumblr Blog
My Tumblr Blog